Giriş

Bize Müsedded, ona da Halid et-Tahhan; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb -ki hadis mana ile aktarılmıştır-, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebu Ala, ona Mutarrif b. Abdullah, ona da Iyaz b. Himar, Allah'ın Rasulü şöyle buyurdu demiştir: "Kim kayıp bir eşya bulursa, âdil birini –veya iki âdil kişiyi- ona şahit tutsun! Onu gizlemesin ve kaybetmesin! Eğer sahibi çıkarsa malı kendisine versin! Sahibi çıkmazsa, o zaman o, Allah’ın malıdır ve Allah onu istediğine verir."


Açıklama: Şahit tutmak, malı bulan insan için de faydalı bir davranıştır. Çünkü insan şahit tutmadığı takdirde mala tamah edebilir, başlangıçta iyi niyetle ve sahibine vermek düşüncesiyle almış olmasına rağmen nefsine mağlup olup malı zimmetine geçirebilir. Ama şahit tutacak olsa böyle bir tehlike kalmaz. Ayrıca adam hemen ölecek olsa, şahit tutmadığı takdirde varisleri onu miras malı diye kabul edebilirler. Şahit tutulacak olsa, böyle bir tehlike de kalmaz. Şahidin bir başka faydası da mal sahibinin bazı iddialarının önüne geçilmesidir.

    Öneri Formu
11058 D001709 Ebu Davud, Lukata, 1

Bize Musa b. İsmail, ona Hammad b. Seleme, ona Yahya b. Said ve Rabî'a, Kuteybe hadisinin isnadı ve manasıyla rivayet etmiş, yalnız şu cümleyi de eklemiştir: "Eğer sahibi gelir de malın kesesini ve miktarını bilirse, onu kendisine ver!"


Açıklama: Anlaşıldığı kadarıyla musannif ile Hammad b. Seleme arasında inkita vardır.

    Öneri Formu
275445 D001708-3 Ebu Davud, Lukata, 1

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Şube, ona Seleme b. Küheyl, ona Süveyd b. Ğafele rivayet etmiştir: Zeyd b. Sûhan ve Selmân b. Rabîa ile savaşa çıkmıştım. Yolda bir kamçı buldum. Bana, at onu! dediler. Ben de atmam, ama eğer sahibini bulursam kendisine veririm, yoksa ben kullanırım dedim. Sonra bana hac nasip oldu. Bu münasebetle Medine'ye gittim, orada Übey b. Ka'b'a rastladım, ona bu meseleyi sordum, o dedi ki: Ben de bir gün, içinde yüz dinar bulunan bir kese bulmuştum. Keseyi Hz. Peygamber’e götürdüm, bana "bir yıl boyunca onu ilan et!" buyurdu. Ben de bir yıl ilan ettim, ama sahibi çıkmadı. Tekrar Hz. Peygamber'e götürdüm, yine "bir yıl daha ilan et!" buyurdu. Yine ilan ettim, yine sahibi çıkmadı. Tekrar Hz. Peygamber'e götürdüm. "Bir yıl daha ilan et!" buyurdular. Tekrar ilan ettim, sonra gelip Onu tanıyan birini bulamadım dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber şunları söyledi: "Bu paranın miktarını, kesesini ve bağını hıfzet; eğer günün birinde sahibi gelecek olursa kendisine verirsin, gelmezse ondan kendin yararlan!" [(Hadisin ravisi Şube der ki): (Seleme b. Küheyl) şöyle dedi: (Süveyd b. Ğafele) 'Onu üç yıl ilan et mi dedi, yoksa bir yıl mı dedi, hatırlamıyorum.]


    Öneri Formu
11050 D001701 Ebu Davud, Lukata, 1

Bize Muhammed b. Râfi' ile Harun b. Abdullah, onlara İbn Ebu Füdeyk, ona ed-Dahhak b. Osman, ona Salim b. Ebu Nadr, ona Büsr b. Saîd, ona da Zeyd b. Halid el-Cühenî'den (ra) rivayet edildiğine göre, Rasulullah'a (sav) buluntu malın durumu sorulmuş, o da şöyle cevap vermiş: "Bir yıl onu ilan et! Eğer sahibi gelirse kendisine verirsin. Gelmezse, onun bağını ve kabını iyice belle, sonra da onu kendi malına kat! Bilahare sahibi gelecek olursa, kendisine ödersin."


    Öneri Formu
11055 D001706 Ebu Davud, Lukata, 1

Bize Kuteybe b. Said, ona İsmail b. Cafer, ona Rabî'a b. Ebu Abdurrahman, ona el-Münbeis'in âzâdlısı Yezid, ona da Zeyd b. Halid el-Cühenî'nin rivayet ettiğine göre; bir adam Rasulullah'a (sav), buluntu malın hükmünü sormuş, o da, "onu bir sene ilan et! Sonra ağız bağıyla çıkınını iyice belle, sonra da onu harca. Bilahare sahibi gelecek olursa kendisine ödersin," buyurmuştu. Bunun üzerine adam, Ey Allah'ın Rasulü, peki ya buluntu davar ise? diye sordu. Hz. Peygamber cevaben "onu al! Zira o ya senin ya kardeşinin ya da kurdun nasibidir," buyurdu. Adam tekrar Ey Allah’ın Rasulü, peki ya buluntu deve ise? diye sorunca, Hz. Peygamber kızdı; o kadar ki yanakları –veya yüzü- kıpkırmızı oldu ve "deveden sana ne!.. Sahibi kendisini buluncaya kadar onun kendisine yetecek suyu da var, çarığı da…" dedi.


    Öneri Formu
11053 D001704 Ebu Davud, Lukata, 1

Bize Ahmed b. Hafs, ona babası, ona İbrahim b. Tahman, ona Abbad b. İshak, ona Abdullah b. Yezîd, ona da babası Yezîd Mevlâ el-Münbeis, ona da Zeyd b. Halid el-Cühenî; Rasulullah (sav) buluntu malın durumu soruldu..." diyerek Rabî'a hadisinin bir benzerini rivayet etti ve dedi ki: Hz. Peygamber'e buluntu malın durumu soruldu, cevaben buyurdu ki: "Onu bir sene ilan edersin, eğer sahibi gelirse onu kendisine teslim edersin. Gelmezse, kesenin ağız bağını ve çıkınını iyice beller, sonra da onu kendi malına katarsın. Eğer bir süre sonra sahibi gelecek olursa bunu ona ödersin."


    Öneri Formu
11056 D001707 Ebu Davud, Lukata, 1

Bize Muhammed b. Râfi ve Harun b. Abdullah, onlara İbn Ebu Füdeyk, ona Dahhak b. Osman, ona Salim b. Ebu Nadr, ona Büsr b. Saîd, ona da Zeyd b. Halid el-Cühenî şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav) buluntu malın durumu sorulmuş, o da şöyle cevap vermiştir: "Bir yıl onu ilan et! Eğer sahibi gelirse kendisine verirsin. Gelmezse, onun bağını ve kabını iyice belle, sonra da onu kendi malına kat! Bilahare sahibi gelecek olursa, kendisine ödersin."


    Öneri Formu
275443 D001706-2 Ebu Davud, Lukata, 1

Bize Kuteybe b. Said, ona el-Leys, ona İbn Aclân, ona Amr b. Şuayb, ona da babası vasıtasıyla dedesi Abdullah b. Amr b. el-Âs'dan (ra) rivayet edildiğine göre; Rasulullah'a (sav) ağaçta bulunan meyveden (alıp yemenin) hükmü sorulmuş, O da şu cevabı vermiş: "İhtiyaç sahibi olup eteğine doldurmadan, sadece yiyen kimseye bir şey gerekmez. Kim de o meyveden bir miktarını alıp götürürse, ona aldığının iki mislini ödemek ve ayrıca ceza gerekir. Meyve kurutulduğu yere taşındıktan sonra çalan ve bu çaldığı bir kalkan değerine ulaşan kişiye de el kesme cezası gerekir." Sonra Abdullah, başkalarının da rivayet ettikleri, yitik deve ve koyun konusunu da rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e yitik maldan soruldu, şu cevabı verdi: "İşlek bir yolda ya da ma'mur olan bir köyde bulduğun bir malı bir sene ilan et. Eğer sahibi gelirse ona ver, gelmezse mal senindir. Harabe bir yerde bulunan bir malda ve definede ise beşte bir vergi vardır."


    Öneri Formu
11059 D001710 Ebu Davud, Lukata, 1


    Öneri Formu
275446 D001709-2 Ebu Davud, Lukata, 1


    Öneri Formu
275447 D001713-2 Ebu Davud, Lukata, 1